16. Çin-AB Mali Diyalogu Brüksel’de düzenlendi

16. Çin-AB Mali Diyalogu, Belçika'nın başkenti Brüksel’de düzenlendi.

Çin Maliye Bakan Yardımcısı Liao Min, AB Komisyonu Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürü Maarten Verwey ile AB Komisyonu Mali İstikrar, Mali Hizmetler ve Sermaye Piyasaları Birliği Genel Müdür Yardımcısı Alexandra Jour-Schroeder’in eş başkanlığında yapılan toplantıda Çin ve Avrupa Birliği’nin (AB) makroekonomik durumu, politikaları ve G20 çerçevesinde iki taraf arasında yürütülen işbirliği gibi konular ele alındı.

Liao Min, Çin’in AB’yle birlikte iki tarafın liderleri arasında varılan mutabakatı yerine getirerek, çok taraflılığı ve çok taraflı ticari sistemi korumaya, tek taraflılığa ve ticarette korumacılığa karşı çıkmaya, belirsizlikler ile dolu dünya ekonomisine daha çok belirli unsurlar katmaya hazır olduğunu kaydetti.

AB ile mali işbirliğine önem verdiklerine dikkat çeken Liao, AB ile G20 ve çok taraflı kalkınma bankaları çerçevesindeki işbirliğini arttırmanın yanı sıra, mali denetim ve hükümet alımları gibi finansal alanlarda pratik işbirliğini derinleştireceklerini ve iki tarafın kalkınma hedeflerine ulaşmasına destek vereceklerini ifade etti.

Liao, Çin’in karşılıklı saygı ve kazan-kazan anlayışı doğrultusunda AB ile anlaşmazlıkları diyalog ve istişare yoluyla ele almaya, ikili ekonomik ilişkilerin sağlıklı ve istikrarlı gelişmesini ilerletmeye hazır olduğunun altını çizdi.

AB yetkilileri, mali diyalog mekanizmasının AB ve Çin’in makroekonomik politikaları arasında koordinasyonun artırılmasında ve AB-Çin mali işbirliğinin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynadığını belirtti.

AB yetkilileri, günümüz dünyasının belirsizliklerle dolu olduğuna dikkat çekerek, dünyanın en önemli ekonomilerinden ikisi olan AB ve Çin’in makroekonomik politikaları arasındaki koordinasyonu arttırarak, iklim değişikliği ve gelişmekte olan ülkelerin borçları gibi küresel meydan okumalarla ortaklaşa mücadele etmesi gerektiğine işaret etti.

AB yetkilileri, Çin’le diyalog ve istişareleri yoğunlaştırarak, eşit ve kazan-kazan anlayışına dayanan işbirliğini yürüteceklerini, ikili ekonomik ilişkilerin istikrarlı ve dengeli gelişmesini ilerleteceklerini dile getirdi.