Çin’de piyasa güveninde büyük artış

Liu Mustafa'nın haberine göre, Almanya’nın en büyük ticari bankası Deutsche Bank, geçtiğimiz günlerde Çin tüketim piyasası hakkında “Çinli tüketicilerin güveni büyük boyutta arttı.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu güven nereden kaynaklanıyor? Çin Renmin Üniversitesi’nden Professör Wang Xiaosong, geçen yıl Çin ekonomisinin genel olarak iyi yönde ve istikrarlı şekilde ilerlediğine, halkın gelir seviyesinin sürekli yükseldiğine, bunun da tüketim artışı için zemin hazırladığına işaret etti. Wang, diğer yandan Çin hükümetinin bir dizi destekleyici politika ortaya koymasının tüketimi artırmada önemli bir itici rol oynadığını kaydetti.

Çin hükümetinin geçen yılın eylül ayında kapsamlı teşvik politikaları hayata geçirmesinden, bu yılki Ulusal Halk Meclisi toplantısında tüketimin canlandırılmasının on büyük görevden biri olarak belirlenmesine ve son dönemde yayımlanan "Tüketimi Canlandırma Özel Eylem Planı"na kadar alınan önlemler tüketimin artırılmasına önemli katkı sağladı.  

Çinli tüketicilerin giderek daha fazla harcama yapmaya istekli hâle gelmesi, Çin pazarına yatırım yapan yabancı şirketler için de bir fırsat anlamına geliyor.

Panasonic Holdings Corporation Başkan Yardımcısı Tetsuro Honma, Çin hükümetinin hayata geçirdiği bir dizi tüketimi teşvik önleminin kendilerine daha fazla fırsat sunduğunu belirteti. Tetsuro Honma, "Özellikle sübvansiyon politikalarının uygulanması sayesinde, Çin'deki buzdolabı satışlarımız geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 60'tan fazla, çamaşır makinesi satışlarımız ise yüzde 80 arttı." dedi.

Daha da önemlisi, 1,4 milyardan fazla nüfusa sahip olan Çin, dünyanın en büyük pazarlarından biri konumunda. McKinsey & Company’nin tahminlerine göre, 2030 yılına kadar Çinli kent sakinleri küresel tüketim artışının yüzde 91’ini sağlayacak; Çin’deki 700 kent, küresel ölçekte kentsel tüketimin büyümesine toplam 7 trilyon dolar katkıda bulunacak ve bu katkının oranı yüzde 30’a ulaşacak.

Tüketim, ekonomik büyümenin en önemli motorlarından biri. Çin ekonomisinin büyüme modeli tüketim odaklı hâle geldikçe, dünya ekonomisi de kaçınılmaz olarak yeni bir güç kazanacak.