Sarkozy, Kaddafi'den yasadışı fon aldığı iddiasıyla mahkeme önünde

Fransa'nın sağcı eski cumhurbaşkanı ve aralarında üç eski bakanın da bulunduğu 12 kişinin yabancı bir diktatörden büyük çapta para almak için komplo kurmak suçlamasıyla yargılandığı tarihi dava, seçmenlerin Fransız siyasi sınıfına olan güvenini daha da sarsma tehlikesi taşıyor.

10 yıllık bir yolsuzlukla mücadele soruşturmasının ardından mahkeme, soruşturma yargıçlarının Sarkozy ile Libya rejimi arasında bir “yolsuzluk anlaşması” yapıldığı ve aracıların Sarkozy'nin 2007'deki zaferle sonuçlanan cumhurbaşkanlığı kampanyasını yasadışı yollardan finanse etmek üzere Paris'teki bakanlık binalarına nakit para dolu bavullar teslim ettiği iddialarını dinleyecek.

Mahkeme, Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı kampanyasını finanse etme karşılığında Libya rejiminin diplomatik, hukuki ve ticari ayrıcalıklar talep edip etmediğini inceleyecek.

İddia edilen bu ayrıcalık taleplerinden biri Kaddafi'nin istihbarat şefi Abdullah el-Senussi ile ilgiliydi. Senussi, 1989 yılında Nijer üzerinde UTA'ya ait bir yolcu uçağının bombalanarak 170 kişinin ölümüne neden olmasındaki rolü nedeniyle 1999 yılında bir Fransız mahkemesi tarafından gıyabında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme, Fransa'nın Senussi hakkındaki uluslararası tutuklama emrinin kaldırılması için Libya rejiminin Sarkozy'nin çevresinden nasıl talepte bulunduğunu dinleyecek.

UTA uçağının bombalanması sonucu hayatını kaybeden 15 kişinin yakınlarının avukatı Laure Heinich, müvekkillerinin mahkemeye “aile üyelerini öldüren kişinin tutuklanmasının” “para karşılığında takas edilebileceğini” duyduklarında yaşadıkları şoku anlatacaklarını söyledi. İddia edilen yolsuzluk anlaşmasının, “Nicolas Sarkozy'nin 2007'de seçilmek için kullandığı paranın bu ailelerin kanıyla kirlenmiş para olduğu” anlamına geleceğini söyledi.

2007-2012 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Sarkozy, davadaki tüm suçlamaları reddetti.

Üç ay sürecek olan dava, Sarkozy'nin, 41 yıllık acımasız yönetimine insan hakları ihlalleri damgasını vuran ve Aralık 1988'de İskoçya'nın Lockerbie kentinde Pan Am 103 sefer sayılı uçağın bombalanması da dahil olmak üzere rejiminin terörle bağlantısı nedeniyle uluslararası alanda izole edilen otokratik Libya lideri Kaddafi ile olan karmaşık ilişkisini ortaya çıkaracak.